Edebiyatta gerçekçiliğin, resimde
Empresyonizmin aşırı gitmelerine bir tepki olarak her iki alanda
da 1880'li yıllarda, edinilen intibaların, sanatçıdaki düşünce
ve görüşün tabiattan alınmış sembollerle dışa vurulması
diyebileceğimiz bir akım başladı. Bu akıma o dönemde "Sembolizm"
denildi.
Sembolizmin öncülerinden Paul Gauguin'in bir hayranı olan
eleştirmen Albert Aurier, yazdığı bir makalede Sembolizmi şöyle
anlatmıştır;
"Sanat eserlerinin amacı madem ki bir fikri ifade etmektir, o
halde bir eser fikirci olmalıdır. İnsanları düşündürmelidir.
Madem ki az çok herkesin anlayacağı bir biçim içinde ifadesini
bulacaktır, o halde terkipçi olmalıdır. Düşünceyi, fikri, bir
biçim altında dışarı vurduğu ana göre semboller kullanılıyor
demektir. Sübjektiftir. Çünkü nesne, nesne olarak değil,
sanatçıda uyandırdığı fikir olarak mevcuttur."
ANA SAYFAYA GERİ DÖN |
Bahariye Cad. 64/3 Kadıköy - İSTANBUL Tel: 0216 338 91 95